28 Ağustos 2017 Pazartesi

İTE KAKA FENER

Ligin ilk iki haftasında istediği sonuçları alamayan Fenerbahçe ligdeki ilk galibiyetini başkent ekibi Gençlerbirlği karşısında elde etti.Maçın büyük kısmını 10 kişi ve son 5 dakikasını 9 kişi tamamlayan Gençlerbirliği karşısında Fenerbahçe yine istenilen oyunu oynayamadı ve öyle ki bulduğu goller hariç sadece sağ bek Isla ile ikinci yarının başında bir pozisyon buldu onu dışında pozisyon namına pek bir şey yoktu.Fenerbahçe'nin ilk golü de bir pozisyondan gelmedi zaten,yeni transfer Valbuena'nın ortasında Halil İbrahim ters vuruşla topu kendi ağlarına gönderdince sarı lacivertliler kendilerinin de beklemediği bir anda öne geçti.Sonrasında garip bir penaltı kazanan Gençlerbirliği skoru eşitledi fakat pozisyon bence penaltı değildi.He tabi hakem o pozisyona penaltı veriyorsa sarı kartı olan ve penaltıya sebebiyet veren Skrtele'de ikinci sarıdan oyundan atılması lazım.Yani hakemin o pozisyondaki iki değerlendirmesi de yanlış.Hücum alanının tamamı yeni oyuncularla olmasına rağmen(Valbuena-Giuliano-Dirar-Soldado)ilk yarıda tek bir isabetli şutunun dahi olmaması ve hemen hemen ikinci yarıda da Fenerbahçe'nin üretkenlikten uzak olması durumun kötülüğünü gözler önüne seriyor.Giuliano hakkında takıma yeni katıldığı için yorum yapmak istemiyorum bekleyip göreceğiz.Fakat Dirar için bir şeyler söylemek gerek.Hangi kişinin Lens'in yerine Dirar'ı nasıl ve niçin tercih ettiğinin anlamak çok zor.Dirar yetenekleri kısıtlı bir futbolcu ve asıl bölgesi sağ bek.İkinci yarının başında Dirar'ın yerine oyuna giren Aatıf Dirar'dan daha fazla oyuna katkı sağladı ve oyuna hareket getirdi.İspanyol santrfor Soldado ise gerek pas alışverişleriyle gerek duvar olmasıyla gerek top saklamasıyla kalitesini gösteriyor ki takıma alışınca katkısı da artacaktır.Fenerbahçe'de dün gece için güzel olan tek şey ise Ozan'ın attığı gol olmuştur.Bu gol umarım Ozan'ın toparlanmasına yardımcı olur.Fakat yine de ne Ozan ne Topal ne Skrtel ne de Neustaedter iyi oynamıyorlar ve sürekli alarm veriyorlar.Özellikle iyi bir stoper almaları şart.Hakem'in oyunu etkileyecek kararlarına baktığımız da ise verilen iki kırmızı kartında doğru olduğunu söyleyebiliriz.Fakat aynı şeyi Gençlerbirliğinin kazandıı penaltı ve Fenerbahçeli Giuliano'nun yere düşürülüp kazanamadığı penaltı kararları için söyleyemeyiz.Gençlerbirliği adına sezonun çok zor geçeceği ve küme düşmeme adına yarışacaklarını söylersem yanlış olmaz herhalde çünkü gerçekten çok kötüler.Fenrbahçe ise vasatın da altındaki rakibine karşı oynadığı kötü futbolu geliştiremez ve bu seviyede kalırsa şampiyon olamayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım.  

7 Ağustos 2017 Pazartesi

KONYA'NIN ZAFERİ

İdeal'e yakın bir kadroyla sahaya çıkan Beşiktaş iki senedir o bildiğimiz Beşiktaş değildi sanki.Elbette bunda Konyaspor'un orta alandaki müthiş baskısı da etkili oldu.Konyaspor orta sahayı o kadar iyi kapattı ve o kadar iyi baskı kurdu ki ne Tolgay ne Oğuzhan ne de Atiba bu baskıdan kurtularak topu ileri taşıyabildi hatta ileri taşımayı bırakın o bildiğimiz seri paslaşmaları bile yapamadılar.Bunların yanına Quaresma,Babel,Tolgay,Adriano ve Beck'in akıl almaz kötü performansları eklenince kötü oyun ve malubiyet kaçınılmaz oldu.Bunlar akıl almaz kötü olanlardı birde kötü olanlar var tabi Oğuzhan ve Atiba gibi.İyi olanlar ise Tosic,Cenk,oyuna girdikten sonra Caner ve her ne kadar penaltıyı yapsa da Pepe iyi oynadılar.Ama tabi çok iyi hazırlanmış Konya karşısında yeterli olamadı bu 4 futbolcu.Maçı istediği gibi yöneten Konya ekibi 33.dakikada Fofana topu uzun süre sürdükten sonra pasını maçın yıldızı seçilen Traore'ye verdi o da topu çok güzel bir yere yollayarak golü attı.Bu golde hatalar zinciri adeta birbirini kovaladı.Gerek elini kolunu sallayarak Fofana'nın uzun süre topu sürerken baskı yapılmaması,gerek Adriano'nun pozisyonunu unutup içeri çekilip arkada Traore'yi boş bırakması ve son olarak kaleci Fabri'nin çizgide olmaması ve topu ters eliyle çıkarmaya çalışması..Tüm bunlar birleşince de gol kaçınılmaz bir son oldu tabi.İkinci yarıda da durum yine benzer şekildeydi.Yani kontrol Konya ekibindeydi.60.dakikada Negredo ve Caner'i alan Beşiktaş biraz da olsa oyuna ortak oldu ve taç atışından golü buldu.Cenk bu golün bir benzerini geçen sene yine Konyaspor filelerine göndermişti.Aynı Cenk 88.dakikada büyük bir özveriyle geriye koşarak adeta kalesinden bir gol çıkardı.90.dakikada Pepe'nin rakibine yaptığı müdaheleyi doğru değerlendiren Aydınus penaltı noktasını gösterdi ve penaltı golle sonuçlandı.Golden hemen sonra Negredo ile net bir pozisyonu harcayan Beşiktaş böylece kaybetmeyi sonuna kadar hak ettiği maçı kaybetti.Tabii birde hala futbol taraftarı değil de holigan olmayı seçen insanlar var.Maçın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar atılan ses bombaları,meşaleler ve en ilginci halk arasında kelebek olarak tabir edilen bir bıçak.Konyaspor takımı dün ne kadar iyiyse taraftarı da aynı derecede kötüydü ve sınıfta kaldılar.PFDK adalet sistemi işlermi bilmiyorum ancak işlerse en az 3 maç ceza almaları gerekir.Tüm bu olumsuzluklara rağmen rakibinin kupayı kaldırışında geçen sene olduğu gibi soyunma odasına gitmeyen ve rakibini tekrar alkışlayan Beşiktaş takımını da kutluyorum.Konyaspor ise analarının ak sütü gibi bir kupayı müzelerine götürdü bundan dolayı yönetimi,teknik ekibi ve futbocuları canı gönülden kutluyorum umarım Mustafa hocayla bu oyunla devam ederler ve ülkemizi de Avrupa'da en iyi şekilde temsil ederler.  

5 Ağustos 2017 Cumartesi

3 YILLIK EMEĞİN KARŞILIĞI

Harika bir proje takımı olan Başakşehir üst üste üçüncü kez Avrupa kupaları ön eleme mücadelelerine çıktı hem de bu kez Şampiyonlar ligi için.Ve rakibi Brugge'yi eleyerek en kötü ihtimalle UEFA Avrupa Ligi gruplarında mücadele etme hakkını kazandı ve bu hakkı kazanarak Abdullah hocanın da dediği gibi geçen seneki mücadelenin karşılığını almış oldular.Maç hakkında fazla yazacak bir şey yok herhalde,maçı izleyen herkes tıpkı benim şaşkınlıkla ve gururla izlemiştir temsilcimizi.Çünkü Başakşehir kendinden daha köklü ve kat be kat daha tecrübeli olan rakibi Brugge'ye bırakın gol pozisyonu vermeyi top bile göstermedi..İlk dakikadan son dakikaya kadar oyunun kontrolü temsilcimiz de idi.Hatta kaptan Emre ne isterse o oldu bile diyebiliriz.Emre çok iyi bir lider,pasör ve harika bir oyun aklına sahip bir futbolcu.Bütün bunların yanına harika top tekniği de eklenince onu izlemek gerçekten çok keyifli oluyor.Hatta bence yeni Milli takım teknik direktörümüz Lucescu keşke Milli takımımıza Emre'yi alsa da saha içinde gerçek bir liderimiz olsa hem inanın bana Emre'nin ilerlemiş yaşı asla sorun olmaz.Neyse tekrar maça dönelim.Karşılaşma başlamadan önce avantaj bizim takımımızda olduğu için rakip takım Brugge'nin baskılı ve istekli başlayacağını düşündüm.Fakat hiç de öyle olmadı.Sazı eline alan ekibimiz henüz 7.dakika da golü de bulunca maç o anda rakip için bitti zaten.Sonrasında gelen Visca'nın golü de işin tuzu biberi oldu.Son olarak da Play-off turundaki rakibimiz Sevilla ile oynanacak olan maçlar hakkında çok kısa bir kaç şey söyleyeyim.Zaten muhtemel rakiplerin hepsi zor,köklü ve daha tecrübeli rakiplerdi.Bu turda doğal olarak daha ağır basan taraf İspanyol ekibi Sevilla olacaktır,fakat ibre ne kadar rakibimize dönük olsa da Başakşehir'inde sonuna kadar şansını kovalayacağından ve Sevilla için de kolay karşılaşmalar olmayacağından eminim.