24 Ekim 2017 Salı

KRİZ


Avrupa sahnesinde oynadığı oyunla herkesin taktirini kazanan Beşiktaş ligde oynadığı son 4 karşılaşmada çok sıkıntılı süreçler yaşadı ve bu sürede tam 10 puan kaybetti.Bu maçlarda oyuncu performansları da bir hayli düşüş içerisindeydi.Aynı takım,aynı oyuncular Şampiyonlar liginde takır takır top oynayıp mücadele ederken ligde ise adeta nal topluyorlar.Aslında Beşiktaş'ın ligin başından beri iyi performans gösteremediği ve geçen iki yılın çok gerisinde kaldığı aşikardı fakat nasılsa toparlarlar şöyleler böyleler diye diye zaman geçti ve ligdeki kredilerinin büyük kısmını tükettiler.Tabii böyle bir durum olunca insanın aklına ''acaba futbolcular maç mı seçiyor?''düşüncesi geliyor ki bu gayet normal.Zaten bu sene Beşiktaş Gökhan Gönül,Oğuzhan,Lens,Negredo ve hatta Caner'den bile istediği performansı bir türlü alamadı.Özellikle Babel'in Başakşehir maçında olmayışı sol kanadı tıkadı.Ne Lens ne de Quaresma sol taraf oyuncuları değiller ve Babel'in yarattığı etkiyi o bölgede maç boyu yaratamadılar.Maçın son dakikaları hariç oyunun kontrolü hep konuk takım Başakşehirde idi.Beşiktaş kötü olunca Başakşehir kaliteli kadrosuyla maç boyunca ne isterse onu yaptı.Golü de buldu fakat çok geçmeden topu ağlarında gördü.Maçın hakemi Mete Kalkavan ise bazı pozisyonlarda Beşiktaş adına yanlış kararlar verdi.Cenk'in Attamah'dan,Tolgay'ın Emre'den kapmış olduğu pozisyonları faul olmamasına rağmen faul olarak değerlendirdi.Mosorro'nun Atiba'yı çekerek görmemiş olduğu kartı da ekleyebiliriz buna.Hakem hataları olur ve olacaktır fakat Beşiktaş'ın öncelikle iğneyi kendisine batırması gerek.Tabii birde Caner Erkin olayı var.Hakeme üst üste ettiği küfürleri hepimiz gördük,maç esnasında bunları hakem Mete Kalkavan duymamış olabilir fakat görüntüler çok açık.PFDK'nında Beşiktaş yönetimininde Caner'e ceza vermesi gerekiyor aksi taktirde Fikret Orman ve yönetimi çok kullandıkları EFENDİ kelimesiyle pek uyuşmayacak.Bunların dışında Talisca'nında kendine gelmesi gerekiyor,zaten skora katkısı bulunmadığı taktirde vasat bir oyuncuya dönüşüyor Brezilyalı.Sosa gibi maçın tümüyle içinde olmadığı için skora katkı vermesi gerekiyor fakat son bir aydaki durumu  vasatında altında.Başakşehir ise kendine ''Elimdeki karşılaşmayı nasıl beraberlikle bitirdim?''sorusunu sormalı.Zira biraz daha mücadele etselerdi galibiyetleri kaçınılmaz olacaktı. 

1 Ekim 2017 Pazar

GERİLİM OLMAYINCA FUTBOL OLUYOR!

Beşiktaş Trabzonspor karşılaşmaları genel olarak seyir zevki yüksek ve sadece sahadaki futbolun konuşulduğu karşılaşmalar olur.Bu maçta yine öyle bir maç oldu.Demek ki tansiyondan beslenmeyen büyük maçlar oyun olarak da büyük olabiliyormuş.Geçen seneki o müthiş Trabzonspor Beşiktaş maçını da hatırlarsanız demek istediğimi anlarsınız.İdeal orta sahasından iki eksikle karşılaşmaya başlayan Beşiktaş'ta Atiba-Oğuzhan ikilisinin ne denli önemli olduğunu gördük.Tolgay-Medel ikilisi kağıt üzerinde iyi olsalar da sahada pek iyi değillerdi.Gerek rakibe basarak top çalma açısından gerekse topu oyuna sokma ve doğru kullanma açısından Atiba-Oğuzhan ikilisinin çok gerisinde kaldılar.Maç hızlı başladı henüz 13.dakikada Talisca çok şık vurdu ve takımını öne geçirdi.Ardından Trabzonspor oyunu dengeledi ve genç Abdülkadir'in pasında eski Beşiktaşlı Olcay topa temiz vurunca skor eşitlendi.Olcay golden sonra hiç sevinmeyince tribünler de onu alkışlayarak karşılığını verdi ve maçın en güzel görüntüsü de bu oldu.İlk yarıda Beşiktaş'ın İspanyol forveti Negredo karşı karşıya pozisyonda topu direğe nişanlayınca ilk yarı eşitlikle sonuçlandı.İkinci yarıda ilk yarı gibi zevkli geçti.Önce Beşiktaş Lens ile öne geçti.Sonra aynı Lens %100 net bir pozisyondan yararlanamadı ve takımını 2 farkla öne geçiremedi.Golü kendisinin atması gerekmiyordu aslında,sol tarafta bomboş pozisyonda olan Cenk'e de verebilirdi topu ama yapmadı.Maçın kırılma anıda bu pozisyondu zaten.Bu pozisyonun dönüşünde Trabzonspor Beşiktaş'ı çok seven Kolombiyalı forvet oyuncusu Rodallega ile 80.dakikada beraberliği buldu.Bu dakikadan sonra iki takımda orta sahaları rahatça geçti ve şuursuz ataklar geliştirdi.Maçın son dakikalarında ise Rodallega çok net bir pozisyondan yararlanamayınca mücadele eşitlikle sona erdi.Fakat daha da önemlisi dostça sona erdi.Maçın hakemi Fırat Aydınus'un iki takım içinde verdiği yanlış kararlar oldu.İlk yarıda Beşikaş'lı Pepe'nin ikinci yarıda ise Trabzonsporlu Sosa'nın sarı kart görmeleri gerekiyordu.Trabzonspor geride kalan haftalara göre iyi bir takım görüntüsü sergiledi.Bunda Sosa'nın daha ilerde oynamasının da etkisi vardı kuşkusuz.Beşiktaş ise orta alanda Atiba-Oğuzhan olmayınca oyunu tutamayacağını,kontrol edemeyeceğini uygulamalı olarak gösterdi.Her iki takım oyuncularına da oyunu çirkinleştirmedikleri için,ortamı germeye çalışmadıkları için,sadece futbol oynadıkları için teşekkür ediyorum.Ne diyeyim umarım diğer büyük maçlarımızda böyle ortamlarda oynanır.

27 Eylül 2017 Çarşamba

ARTIK DAHA İDDİALI

Gruptaki ilk maçında deplasmanda Porto'yu yenen Beşiktaş,bu galibiyeti daha anlamlı kılmak için Alman ekibi Leipzig'i evinde yenmek zorundaydı ve Beşiktaş bunu biliyordu.Maça hızlı,baskılı ve istekli başlayan ekibimiz henüz 11.dakikada golcü kanat oyuncusu Babel ile öne geçti.Golden sonra oyunun kontrolü bazen bizde bazen de rakip takımdaydı.Kontrolün rakipte olduğu anlarda Beşiktaş takım halinde iyi kapandı.Hatta Quaresma bile geriye gelip defansa yardım etti.Bu dakikalarda Leipzig sadece uzaktan şut fırsatları buldu ve bunların çoğu da etkisiz şutlar oldu.15.dakikada sarı kart gören Keita,önce Atiba'ya sonra da Talisca'ya kartlık müdahaleler yaptı fakat hakem bunları görmezden geldi.İlk yarının sonlarına doğru Q7'nin şık çalımı ve iyi ortasını Talisca golle değerlendirince ilk yarı tadından yenmeyecek derecede güzel sonuçlandı bizim adımıza.İkinci yarı ise çok daha zor geçti temsilcimiz adına.Alman ekibinin baskısını kıramayınca Beşiktaş atağa çıkma konusunda çok zorlandı.Leipzig atak üstüne atak yapınca ilk yarıda bulamadığı net pozisyonları ikinci yarıda buldu.Fakat bazen Fabri bazen de direkler topun ağlarla buluşmasına izin vermediler.Beşiktaş'ın oyundan iyice düştüğü dakikalarda Tolgay yardıma yetişti.Pasör özelliği iyi olan Tolgay yaptığı kısa paslarla ve oyunun yönünü değiştirmeleriyle takımına nefes aldırdı.Bu dakikalardan sonra sonra topu ileriye taşıyabilen Beşiktaş zamanı kontrolüne alabildi.Hatta iki tane gol bile bulabilirdi.Birinde Babel sağ kanattaki bomboş Quaresma'yı göremedi diğerinde ise çılgın deparı sonrası Tosic sağ ayağıyla topa istediği gibi vuramadı.Kalan sürelerde de gol olmayınca ekibimiz karşılaşmayı kazanarak 3 puanı hanesine yazdırdı ve güçlü bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi.Leipzig gerçekten çok iyi bir takım.Zaten kötü olsalar geçen sene ilk kez mücadele ettikleri Almanya 1.Liginde şampiyonluk yarışına giremezlerdi.Gençlik desen var,fizik gücü desen var,teknik,taktik desen o da var.Yani yok yok Alman ekibinde.Beşiktaş gruptaki son maçını deplasmanda Leipzig ile oynayacak.Umarım bu maça kadar Beşiktaş gruptan çıkmayı garantilemiş olur.Aksi halde eğer Beşiktaş'ın puan ya da puanlara ihtiyacı olursa çok zor bir deplasman olacağını şimdiden söylemek yanlış olmaz.
Dipnot:Yaptığı yüksek sesli tezahüratlar ile rakip oyuncu Timo Werner'in daha fazla dayanamayıp oyundan çıkmasına sebep olan Beşiktaş taraftarını ayrıca tebrik ederim. 

24 Eylül 2017 Pazar

GERGİN GECE

Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan derbiler genel anlamda gerginliğiyle,hakem hatalarıyla değilde daha çok futbolla,golleriyle,pozisyonlarıyla konuşulurdu.Fakat iki senedir durum ne yazık ki böyle değil.Fenerbahçe derbiye evinde oynamanın vermiş olduğu avantajla baskılı başladı.ilk pozisyonda Hasan Ali'nin yanlış tercihi yüzünden golü bulamadı.Baskıyı sürdürmeyi devam eden ev sahibi ekip doğru bir penaltı kararı ile öne geçti.İlk yarıda kayda değer pozisyon olmaz diye düşündüğüm sırada Quaresma rakibi Valbuena'ya tekme attı.Evet evet bildiğiniz tekme.Fakat hakem sarı ile geçiştirdi.2 dakika sonra hak yerini buldu ve başka bir pozisyonda yaptığı faul gerekçesiyle oyundan atıldı.Beşiktaş yönetiminin Quaresma'ya bol tesir edebilecek ceza vermesi şart.Aksi halde böyle sorumsuzluklarla takımını yakmaya devam eder.Yine ilk yarı bitti derken orta alanda topu kapıp araya oynayan ve Cenki savunma arkasına kaçıran Beşiktaş,Neto'nun Cenk'e yaptığı müdahale gerekçesiyle doğru bir faul ve son adam olduğu için doğru bir kırmızı kartla oyun sayısal anlamda eşitledi.İkinci yarıda ise oyunun hakimi Beşiktaş oldu.Oyunu sürekli rakip sahaya yıktı,pozisyon aradı.Cenk'in kafa vuruşunda gole çok yaklaşsalar da Kameni harika uzanarak gole izin vermedi.Fenerbahçe ikinci yarıya Topal-Ekici değişikliği ile başlayınca zaten oyunu kendi sahasnda kabul edeceği belliydi.İkinci yarı stopere geçen Josef ve diğer stoper Neustadter takımları adına gerçekten çok temiz bir maç çıkardılar.Gelelim hakem Ali Palabıyık'a.İkinci yarıda verdiği ve vermediği kararla maçın sonucuna direkt etkide bulundu.İkici yarının başlarında Hasan Ali Talisca'yı çekerek durdurmaya çalıştı,hakem Palabıyık avantaj dedi,evet doğru karardı fakat oyun durduğu anda Hasan Ali'ye sarı kart vermesi gerekirdi.Aynı Hasan Ali ceza sahası içerisinde Cenk'in ayağına arkadan bastı ama hakem bunu da görmedi.Normal şartlar altında hem penaltı düdüğünün çalması hem de Hasan Ali'nin ikinci sarıdan atılması gerekirdi.Birde ofsayt gerekçesiyle Negredo'nun verilmeyen golü var.Yardımcı hakem önündeki pozisyonu göremeyince Beşiktaş bir golden oldu.Şenol hocanın atılması doğru karar.Böyle tecrübeye sahip bir hocanın daha sakin olması gerekir.Ama hocanın çıldırdığı pozisyona bakarsak haklı olduğunu aşikar.Pepe'nin Valbuena'ya müdahalesi olmamasına rağmen Fenerbahçe lehine çalan faul düdüğü..Tabii Medel'İde unutmamak lazım.Onun'da Alper'e yaptığı faulde ikinci sarıdan atılması gerekirdi.Fakat hakem o kadar kötüydü ki bu pozisyonların hiç birinde doğru değerlendirmeyi yapamadı.Maçın son dakikalarında Fenerbahçe lehine çalınan penaltı kararı da,Atiba'nın ikinci sarıdan atılması da,İsmail'in direkt kırmızı kartı'da doğru verilen kararlar arasındaydı.Maç sonunda Mahmut Uslu'nun açıklamaları ise son derece yanlıştı.Büyük takımlarımızın yöneticilerinin daha sakin ve ortamı yumuşatıcı açıklamlar yapmak yerine böyle yanlış açıklamaları sadece ortamı daha çok germeye ve daha çok nefrete neden oluyor.Umarım bunu anlarlar.

19 Eylül 2017 Salı

TECRÜBE KAZANDI

Avrupa kupaları mesaisinden çıkan iki takımımızın karşılaştığı maçta ev sahibi Beşiktaş çok pozisyona giremese de tecrübesiyle maçı zorlanmadan kazanmasını bildi.Beşiktaş sezon başındaki ilk üç maçına göre hem takım halinde daha iyi oynuyor hem de fizik kalitesini daha üst seviyeye çıkarmış durumda.Hal böyle olunca ve bu duruma Caner'in,Babel'in,Q7'nin,Talisca'nın,Cenk'in de arzulu ve iyi oyunları da eklenince doğal olarak Beşiktaş mücadeleyi kazanan taraf oldu.Savunmada Tosic'in yokluğunda Medel,orta saha da Oğuzhan'ın yokluğunda Tolgay görev aldı ve her ikisi de iyi bir maç çıkardı.Boyunun stoper mevikiinde dezavantaj oluşturuyor olmasına rağmen Medel hem iyi oynadı hem de çıktığı hava toplarının çoğunu aldı.Zaten Konyaspor fazla tehlike yaratamadı rakip kalede,genelde uzaktan cılız şutlarla kaleyi yokladılar ve skoru bulamadılar.Beşiktaş henüz 10.dakikada golü bulunca hepimiz daha fazla pozisyon ve gol bulacağını sandık ama böyle olmadı.Quaresma,Babel ve Caner ile kanatlarını iyice etkin kullanan Beşiktaş Caner'in güzel ortasında Cenk'in de iyi vuruşuyla eşitliği bozdu.Quaresma ise dün çok harika oynadı.Rakiplerini adeta darmaduman etti,sadece attığı şık gol için söylemiyorum bunu.Eğer bir kaç pozisyonda çalımlarından sonra arkadaşlarını görüp pas verse bir gol ve en az bir asistle tamamlardı mücadeleyi.Bu arada Ricardo Quaresma Beşiktaş formasıyla ligde bir yıl aradan sonra akan oyunda golü dün akşam buldu.Geçen sene ligde iki penaltı golü,Avrupa kupalarında ise iki penaltı ve bir serbest vuruştan golleri vardı.Eğer Q7 dün akşam ki gibi aç olup ya atacağım ya da attıracağım modunda olursa rakipleri için daha büyük tehdit unsuru olacaktır.Karşılaşmanın son 10-15 dakikasında Beşiktaş bireysel oynamasaydı oyundan kopmuş Konyaspor karşısında farkı artırabilirdi.Fakat Konya'da kaptan Ali Çamdalı ve sakatlığı bulunan Traore sahada olabilselerdi Beşiktaş adına maç böyle kolay geçmezdi çünkü Ağustos'un başında yine Beşiktaş'a ne kadar tehlikeli bir takım olduklarını süper kupayı kazanarak göstermişlerdi.

18 Eylül 2017 Pazartesi

DEĞİŞİKLİKLER GECİKİNCE

İki iyi takımın mücadelesi oldukça keyifli başladı.Olcay Trabzonspor adına,Visca'da Başakşehir adına pozisyonlara girip yararlanamadılar.Dakikalar 15'i gösterdiğinde savunmanın bir anlık hatasından faydalanan Burak kaleci Volkan'ı geçip yerde kalınca hakem penaltıyı verdi.Bence karar doğruydu çünkü kaleciyi geçmiş bir oyuncuya en ufak bir müdahele bile penaltıyı gerektirir.Pozisyonda aynen bu şekilde oldu zaten.Penaltıyı gole çeviren Trabzonspor golden sonra oyunun kontrolünü rakibine kaptırdı ve 35.dakikada Başakşehir penaltıdan Emre'nin golüyle beraberliği sağladı.Bu penaltıda doğru karardı.İkinci yarının ilk pozisyonunda Burak rakibinden çok şık sıyrıldı ve temiz bir vuruşla golü buldu.Ancak golden sonra yine oyun kontrolü Başakşehire geçti.Trabzonspor'un ikinci yarıda gol dışında tek pozisyonu vardı o da Abdülkadir'in pasında Yusuf'un vuruşunun üst direkte patlaması idi.Bunun dışında sürekli baskı yapan,golü kovalayan ve ataklarla rakip kaleye giden takım ev sahibi Başakşehir oldu ve en sonunda Mevlüt ile beraberliği yakaladı.Fakat Ersun hoca değişiklikler için gerçekten çok geç kaldı.Eğer 86.dakikada yapılan değişikler golü yemeden önce yapılsaydı oyunu kesinlikle daha iyi tutabilirlerdi.Sosa transfer edildiğinde kendimce Sosa'ya Oğuzhan gibi bir yardımcı lazım demiştim.Çünkü Beşiktaş'taki ilk sezonunda arkasında Atiba-Veli ikilisi vardı ve Sosa ikinci sezonundaki gibi ön plana çıkmıyordu.Ama Şenol hocayla birlikte arkasında Atiba-Oğuzhan ikilisi olunca Sosa'da her anlamda rahatladı.Fakat Trabzonspor kendi içinde Oğuzhan'ı bulamayınca Sosa'yı Oğuzhan yaptı çünkü büyük umutlarla transfer edilen Kucka hala form tutabilmiş değil ve gerçekten kötü oynayıp gereksiz yerlerde top kayıpları yapıyor.He Sosa 8 numara mekiisinde kötü mü oynadı derseniz cevabım hayır olur fakat Sosa'ya ön tarafta ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.Stoper mevkiinde de Durica ve Hubocan ikilisi oturunca Trabzonspor daha iyi hale gelecektir.Tabii Ersun hoca acilen orta saha dizilişini takıma oturtmak zorunda.Başakşehir ise yorgun olsa bile gayet iyi bir oyun sergiledi ve muhtemelen Adebayor oyundan çıkmasaydı maçı kazanaan taraf olacaklardı.

14 Eylül 2017 Perşembe

PORTOYA GÜNEŞ ÇARPTI


Bu seneki Şampiyonlar Ligi gruplarında en denk takımların olduğu grupta yer aldı Beşiktaş.Bu grupta güç dengeleri birbirine çok yakın ve her takım her takımı yenebilecek potansiyele sahip ve her takım birinci ya da sonuncu olabilir yani bu grubun ağası yok.Hal böyle olunca alınacak her puanın önemi çok büyük.Hele ki deplasmanlardan galibiyetle ayrılmak çok daha büyük bir nimet.Beşiktaş'ın tecrübeli teknik adamı Şenol Güneş bunun farkındaydı dün akşam çünkü defansif bir anlayışla değil aksine ligdeki futbol anlayışıyla ve ideal kadrosuyla maça başladı.İlk yarıda korkmadı,sinmedi,kendi sahasında beklemedi Beşiktaş.Topu ayağında tuttu,ataklar geliştirdi,ikili mücadelelerin çoğunu kazandı ve ilk yarıda oyunu yönlendiren takım oldu.13.dakikada Quaresma en iyi yaptığı işi yaptı,o güzel ortalarından açtı ve Beşiktaş'ın gizli forveti Talisca golü attı.Golden sonra daha fazla atak yapmaya çalışan Porto'nun bir topu direkten dönse de Porto o pozisyondan iki dakika sonra Tosic'in kendi kalesine attığı golle beraberliği buldu.Maçın genelinde Tosic iyi bir performans sergilese de bu seviyede daha dikkatli olması gerekir.Yalnız bu golde gözden kaçan bir detay var.Evet Tosic hatalı fakat korner kullanılırken ön direkte kimse yoktu yani eğer ön direkte birisi olsaydı gol olmayacaktı o pozisyon,çünkü hemen hemen aynı olay ikinci yarıda meydana geldi bu kez topa Porto'lu oyuncular vurdu ama Oğuzhan topu çizgiden çıkardı.28.dakikada Cenk topa çok güzel ve sert vurdu golü attı.Gerçi Casillas gibi bir kalecinin yememesi lazımdı ama olsun hep bizim takımlar çekmesin kalecilerden.İkinci yarıda Beşiktaş daha kontrollü oynadı Porto'yu bekledi.60.dakikada Brahimi'nin ara pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Tiquinho'nun vuruşunda kalecimiz Fabri gole izin vermedi.Zaten Porto baskılı oynasa da başka pozisyon bulamadı.65.dakikada Oğuzhanı oyundan alıp yerine Medel'i alan Şenol hoca rakibini orta sahada resmen kilitledi.Böyle olunca da zaman temsilcimizin lehine geçmeye başladı ve 86.dakikada Negredo ile güzel bir ikili oyuna giren Babel'in golüyle maçı kazanan Beşiktaş hem soyunma odasında kurduğu planı eksiksiz gerçekleştirdi hem de deplasmanda çok önemli bir galibiyet aldı.Takımda herkes görevini eksiksiz yerine getirmişti ancak Pepe ve Cenk diğerlerinden çok daha üstün oynayıp galibiyette başrol oynadılar.Ben kendi adıma grubun ilk üç karşılaşması için 4 puan toplamanın Beşiktaş adına iyi bir durum olacağını düşünüyordum ancak dün gece gelen galibiyet şimdiden 3 puan yaptı zaten,eğer evimizde oynayacağımız Leipzig maçını da kazanırsak ondan sonra deplasmanda oynayacağımız Monaco'ya yenilsek bile bir şey kaybetmemiş ve iyi bir durumda oluruz.Avrupa sahnelerinde ülke olarak başarıya çok ihtiyacımız var umarım Beşiktaş böbürlenmeden yoluna bu şekilde devam eder.

3 Eylül 2017 Pazar

MİLLİ FİYASKO

Halbuki geceye umutlu başlamıştık.Kimsenin ihtimal vermediği Finlandiya evinde İzlanda'yı yenerek hem Türkiye için hem de Ukrayna için umut verici bir skor elde etti.Fakat bu güzel skor bile bizim oyuncuları teşvik etmemiş maç için.Lucescu zaten o kadar kötü bir 11'i sahaya sürdü ki maç başlamadan benim de kazanma ümitlerim yok oldu.Sol bekte Caner yerine İsmail!Stoper orijinli olmamasına ve lige kötü başlamasına rağmen ve o bölgede Almanya'da oynayan iki oyuncumuz olmasına rağmen tercih edilen Topal!Geçen sene ve bu sene Östersunds maçlarında yerden yere vurulan fakat 4 gol attı diye tekrar göklere çıkarılan Tolga!Fenerbahçe'nin niçin o kadar para vererek aldığını bir türlü anlamadığım,anlayamayacağım iki sezondur kötü top oynayan bu seneye de kötü başlayan ama ne hikmetse hem Fenerbahçe'de hem de Milli takım'da banko oynayan Ozan!Hatta ve hatta Hakan Çalhanoğlu bile,adam frikik olsun diye oynuyor sadece,çünkü ben Hakan'ı milli takımda hiç bir zaman harika top oynarken,oyuna ağırlık koyarken görmedim böyle giderse de görmeyeceğim belli zaten.Bizim adımıza maçın en iyisi Başakşehir'deki oyununun yarısını bile oynayamayan kaptan Emre oldu.Belki kaleci Volkan ile Cenk'de bu kategoride yer alabilirler çünkü en azından mücadele ettiler.Yediğimiz iki golde de net hakem hataları var.İlk gol ofsayt ikinci gol öncesinde top çizginin dışına çıkıyor ve ikinci yarıda yere düşürülen Cengiz'in pozisyonu net penaltı olmasına rağmen hakem oyunu devam ettirdi.Ama maalesef  hakeme kızamıyoruz bile çünkü milli takımımız o kadar rezil bir oyun ortaya koydu ki hakemler o pozisyonlarda doğru kararı bile verseler biz yine de yenilirdik.Bu yenilgiyle işimizi zora soktuk,tabi şansımız var mı derseniz elbette var ama ipler bizim elimizde değil artık.Sözüm ona bazı oyuncularımızın da Milli formanın ağırlığının farkına varmaları gerekir,yedek kulübesinde telefonla oynamak,oyun ve skor aleyhimizeyken gülüp eğlenmek ayıptır,saygısızlıktır.Salı günü oynayacağımız Hırvatistan mücadelesinde bazı şeyler üç aşağı beş yukarı belli olabilir.Tabii bizim kazanmaktan başka şansımız yok ama aynı kadro ve aynı anlayışla ne yazık ki bu imkansız.  

28 Ağustos 2017 Pazartesi

İTE KAKA FENER

Ligin ilk iki haftasında istediği sonuçları alamayan Fenerbahçe ligdeki ilk galibiyetini başkent ekibi Gençlerbirlği karşısında elde etti.Maçın büyük kısmını 10 kişi ve son 5 dakikasını 9 kişi tamamlayan Gençlerbirliği karşısında Fenerbahçe yine istenilen oyunu oynayamadı ve öyle ki bulduğu goller hariç sadece sağ bek Isla ile ikinci yarının başında bir pozisyon buldu onu dışında pozisyon namına pek bir şey yoktu.Fenerbahçe'nin ilk golü de bir pozisyondan gelmedi zaten,yeni transfer Valbuena'nın ortasında Halil İbrahim ters vuruşla topu kendi ağlarına gönderdince sarı lacivertliler kendilerinin de beklemediği bir anda öne geçti.Sonrasında garip bir penaltı kazanan Gençlerbirliği skoru eşitledi fakat pozisyon bence penaltı değildi.He tabi hakem o pozisyona penaltı veriyorsa sarı kartı olan ve penaltıya sebebiyet veren Skrtele'de ikinci sarıdan oyundan atılması lazım.Yani hakemin o pozisyondaki iki değerlendirmesi de yanlış.Hücum alanının tamamı yeni oyuncularla olmasına rağmen(Valbuena-Giuliano-Dirar-Soldado)ilk yarıda tek bir isabetli şutunun dahi olmaması ve hemen hemen ikinci yarıda da Fenerbahçe'nin üretkenlikten uzak olması durumun kötülüğünü gözler önüne seriyor.Giuliano hakkında takıma yeni katıldığı için yorum yapmak istemiyorum bekleyip göreceğiz.Fakat Dirar için bir şeyler söylemek gerek.Hangi kişinin Lens'in yerine Dirar'ı nasıl ve niçin tercih ettiğinin anlamak çok zor.Dirar yetenekleri kısıtlı bir futbolcu ve asıl bölgesi sağ bek.İkinci yarının başında Dirar'ın yerine oyuna giren Aatıf Dirar'dan daha fazla oyuna katkı sağladı ve oyuna hareket getirdi.İspanyol santrfor Soldado ise gerek pas alışverişleriyle gerek duvar olmasıyla gerek top saklamasıyla kalitesini gösteriyor ki takıma alışınca katkısı da artacaktır.Fenerbahçe'de dün gece için güzel olan tek şey ise Ozan'ın attığı gol olmuştur.Bu gol umarım Ozan'ın toparlanmasına yardımcı olur.Fakat yine de ne Ozan ne Topal ne Skrtel ne de Neustaedter iyi oynamıyorlar ve sürekli alarm veriyorlar.Özellikle iyi bir stoper almaları şart.Hakem'in oyunu etkileyecek kararlarına baktığımız da ise verilen iki kırmızı kartında doğru olduğunu söyleyebiliriz.Fakat aynı şeyi Gençlerbirliğinin kazandıı penaltı ve Fenerbahçeli Giuliano'nun yere düşürülüp kazanamadığı penaltı kararları için söyleyemeyiz.Gençlerbirliği adına sezonun çok zor geçeceği ve küme düşmeme adına yarışacaklarını söylersem yanlış olmaz herhalde çünkü gerçekten çok kötüler.Fenrbahçe ise vasatın da altındaki rakibine karşı oynadığı kötü futbolu geliştiremez ve bu seviyede kalırsa şampiyon olamayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım.  

7 Ağustos 2017 Pazartesi

KONYA'NIN ZAFERİ

İdeal'e yakın bir kadroyla sahaya çıkan Beşiktaş iki senedir o bildiğimiz Beşiktaş değildi sanki.Elbette bunda Konyaspor'un orta alandaki müthiş baskısı da etkili oldu.Konyaspor orta sahayı o kadar iyi kapattı ve o kadar iyi baskı kurdu ki ne Tolgay ne Oğuzhan ne de Atiba bu baskıdan kurtularak topu ileri taşıyabildi hatta ileri taşımayı bırakın o bildiğimiz seri paslaşmaları bile yapamadılar.Bunların yanına Quaresma,Babel,Tolgay,Adriano ve Beck'in akıl almaz kötü performansları eklenince kötü oyun ve malubiyet kaçınılmaz oldu.Bunlar akıl almaz kötü olanlardı birde kötü olanlar var tabi Oğuzhan ve Atiba gibi.İyi olanlar ise Tosic,Cenk,oyuna girdikten sonra Caner ve her ne kadar penaltıyı yapsa da Pepe iyi oynadılar.Ama tabi çok iyi hazırlanmış Konya karşısında yeterli olamadı bu 4 futbolcu.Maçı istediği gibi yöneten Konya ekibi 33.dakikada Fofana topu uzun süre sürdükten sonra pasını maçın yıldızı seçilen Traore'ye verdi o da topu çok güzel bir yere yollayarak golü attı.Bu golde hatalar zinciri adeta birbirini kovaladı.Gerek elini kolunu sallayarak Fofana'nın uzun süre topu sürerken baskı yapılmaması,gerek Adriano'nun pozisyonunu unutup içeri çekilip arkada Traore'yi boş bırakması ve son olarak kaleci Fabri'nin çizgide olmaması ve topu ters eliyle çıkarmaya çalışması..Tüm bunlar birleşince de gol kaçınılmaz bir son oldu tabi.İkinci yarıda da durum yine benzer şekildeydi.Yani kontrol Konya ekibindeydi.60.dakikada Negredo ve Caner'i alan Beşiktaş biraz da olsa oyuna ortak oldu ve taç atışından golü buldu.Cenk bu golün bir benzerini geçen sene yine Konyaspor filelerine göndermişti.Aynı Cenk 88.dakikada büyük bir özveriyle geriye koşarak adeta kalesinden bir gol çıkardı.90.dakikada Pepe'nin rakibine yaptığı müdaheleyi doğru değerlendiren Aydınus penaltı noktasını gösterdi ve penaltı golle sonuçlandı.Golden hemen sonra Negredo ile net bir pozisyonu harcayan Beşiktaş böylece kaybetmeyi sonuna kadar hak ettiği maçı kaybetti.Tabii birde hala futbol taraftarı değil de holigan olmayı seçen insanlar var.Maçın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar atılan ses bombaları,meşaleler ve en ilginci halk arasında kelebek olarak tabir edilen bir bıçak.Konyaspor takımı dün ne kadar iyiyse taraftarı da aynı derecede kötüydü ve sınıfta kaldılar.PFDK adalet sistemi işlermi bilmiyorum ancak işlerse en az 3 maç ceza almaları gerekir.Tüm bu olumsuzluklara rağmen rakibinin kupayı kaldırışında geçen sene olduğu gibi soyunma odasına gitmeyen ve rakibini tekrar alkışlayan Beşiktaş takımını da kutluyorum.Konyaspor ise analarının ak sütü gibi bir kupayı müzelerine götürdü bundan dolayı yönetimi,teknik ekibi ve futbocuları canı gönülden kutluyorum umarım Mustafa hocayla bu oyunla devam ederler ve ülkemizi de Avrupa'da en iyi şekilde temsil ederler.  

5 Ağustos 2017 Cumartesi

3 YILLIK EMEĞİN KARŞILIĞI

Harika bir proje takımı olan Başakşehir üst üste üçüncü kez Avrupa kupaları ön eleme mücadelelerine çıktı hem de bu kez Şampiyonlar ligi için.Ve rakibi Brugge'yi eleyerek en kötü ihtimalle UEFA Avrupa Ligi gruplarında mücadele etme hakkını kazandı ve bu hakkı kazanarak Abdullah hocanın da dediği gibi geçen seneki mücadelenin karşılığını almış oldular.Maç hakkında fazla yazacak bir şey yok herhalde,maçı izleyen herkes tıpkı benim şaşkınlıkla ve gururla izlemiştir temsilcimizi.Çünkü Başakşehir kendinden daha köklü ve kat be kat daha tecrübeli olan rakibi Brugge'ye bırakın gol pozisyonu vermeyi top bile göstermedi..İlk dakikadan son dakikaya kadar oyunun kontrolü temsilcimiz de idi.Hatta kaptan Emre ne isterse o oldu bile diyebiliriz.Emre çok iyi bir lider,pasör ve harika bir oyun aklına sahip bir futbolcu.Bütün bunların yanına harika top tekniği de eklenince onu izlemek gerçekten çok keyifli oluyor.Hatta bence yeni Milli takım teknik direktörümüz Lucescu keşke Milli takımımıza Emre'yi alsa da saha içinde gerçek bir liderimiz olsa hem inanın bana Emre'nin ilerlemiş yaşı asla sorun olmaz.Neyse tekrar maça dönelim.Karşılaşma başlamadan önce avantaj bizim takımımızda olduğu için rakip takım Brugge'nin baskılı ve istekli başlayacağını düşündüm.Fakat hiç de öyle olmadı.Sazı eline alan ekibimiz henüz 7.dakika da golü de bulunca maç o anda rakip için bitti zaten.Sonrasında gelen Visca'nın golü de işin tuzu biberi oldu.Son olarak da Play-off turundaki rakibimiz Sevilla ile oynanacak olan maçlar hakkında çok kısa bir kaç şey söyleyeyim.Zaten muhtemel rakiplerin hepsi zor,köklü ve daha tecrübeli rakiplerdi.Bu turda doğal olarak daha ağır basan taraf İspanyol ekibi Sevilla olacaktır,fakat ibre ne kadar rakibimize dönük olsa da Başakşehir'inde sonuna kadar şansını kovalayacağından ve Sevilla için de kolay karşılaşmalar olmayacağından eminim.  

27 Temmuz 2017 Perşembe

AVANTAJ BİZDE

Tarihinde ilk kez bir Şampiyonlar Ligi ön eleme karşılaşmasına çıkan  temsilcimiz Başakşehir Belçika'dan avantajlı bir sonuçla döndü.Kadrosunu yaptığı önemli transferlerle güçlendiren ekibimiz kendisinden daha köklü ve Avrupa arenalarında kendisinden daha tecrübeli rakibi karşısında galibiyeti kaçıran taraf oldu.Hem de deplasmanda..Karşılaşmaya seyirci desteğini de arkasına alarak başlayan Belçika temsilcisi Brugge,yaptığı baskının karşılığını alarak ilk 16 dakika da iki gol buldu.Hepimiz ''bu maç farka gider''gibi yorumlar yaparken toparlanan Abdullah Avcı'nın öğrencileri,özellikle kaptan Emre ve dünyaca ünlü santrafor Adebayor'un liderliğinde maçın kontrolünü ele aldı ve neredeyse karşılaşmanın sonuna kadar oyuna hükmeden taraf oldu.Adebayor ve Emre'nin istekli oyununa yeni transfer Elia,Mossoro ve Mahmut Tekdemir eklenince hem pozisyon zenginliği hem de goller peş peşe geldi.Fakat Emre 77.dakika da sakatlığı yüzünden oyundan çıkmak zorunda kalınca işler biraz değişti.Emre'nin yaptığı dar alanda kısa paslar,oyun yönünü uzun ve isabetli toplarla değiştirme gibi varyasyonlar olmayınca rakip üzerimizde tekrar baskı kurdu ve 16.dakika da serbest vuruştan topu ağlarımıza gönderen defans oyuncusu Denswil bu kez 78.dakika da yine bir serbest vuruş golüyle ağlarımızı havalandırarak skoru eşitledi.Temsilcimiz adına karşılaşma için çoğu şey iyiydi fakat iki kötü nokta herhalde maçı izleyen herkesin gözüne çarpmıştır.Bunlardan birincisi takım savunması ve defans bütünlüğü diğeri ise Visca'nın form düşüklüğü.Galatasaray'dan transfer edilen Chedjou'nun kampta yaşadığı talihsiz sakatlık yüzünden olsa gerek,Abdullah hoca aslında bir defansif orta saha oyuncusu olan Attamah'ı stoper oynatmak zorunda kaldı.He Attamah çok mu kötü oynadı derseniz cevabım hayır olur,hatta uzaklaştırmak istediği bir top ikinci golümüzün asisti oldu ama o bölgeye o bölgenin oyuncusu gerekir ki Manuel da Costa'yı transfer ederek eksikliği gidermiş oldular,dün oynamamasının sebebi ise takıma yeni katılmış olmasıdır diye düşünüyorum.Bir hafta içerisinde çalışarak defanstaki zafiyetleri gidereceklerdir.Edin Visca ise sanırsam hakkında çıkan transfer söylentilerinden çok etkilenmiş ki bir türlü kendini maça veremedi ve bildiğimiz Visca'yı bizlere izlettiremedi.Onun'da bir hafta içerisinde kafa olarak kendisini toparlaması lazım çünkü takımı için çok önemli bir yere sahip.Haftaya oynanacak rövanş maçı içim temsilcimizi oldukça avantajlı görüyorum,hatta büyük bir bir aksilik olmadığı taktirde turu geçen tarafın Başakşehir olacağına adım gibi eminim.Bu düşüncem de haklı olup olmadığımı bir hafta bekleyip hep beraber görelim.

21 Temmuz 2017 Cuma

ÇÖKÜŞ

Futbol'da Avrupa arenalarında ülkemize en büyük başarıları yaşatmış olan 112 senelik çınarımız Galatasaray bu kez farklı bir tarih yazdı.Tarihinde ilk defa Avrupa kupalarına katılmış olan Ostersunds karşısında bu kez sahadan beraberlikle ayrılarak Avrupa kupalarına temmuz ayında veda etmiş oldu.Geçen haftaki yazımda Belhanda dönecek ama oyun anlamında neler değişecek bakalım demiştim ya hani dün baktım ki hiçbir şey değişmemiş.Plansız,programsız,taktiksiz cimbom seyircisini de arkasına alarak karşılaşmaya baskılı başlasa da pek etkili pozisyonlara girebildiğini söylemek zor.İlk yarı adına akılda kalan şeylerden biri Selçuk'un ara pasında kötü düşünen Linnes ve son dakika da bir metreden topu direğe nişanlayan Sinan'ın pozisyonlarından başka bir pozisyon yok.İkinci yarı da aynı şekilde plansız,taktiksiz başlamıştı ta ki seyirci baskısıyla Carole'yi oyundan alana kadar.Carole oyundan çıktıktan sonra sahadaki kaos durumu daha da arttı ve üçlü savunmanın soluna Linnes,sağına Maicon ve ortalarında Ahmet yer aldı.Çok geçmeden Devre arasında büyük umutlarla transfer edilen Ahmet'in hatasını telafi etmek için topa çıkan Muslera rakibini düşürünce hakem doğal olarak penaltı verdi hatta kalecimizin ister ikinci sarıdan ister direkt olarak kırmızı kart görmesi gerekiyordu fakat hakem bize kıyak geçti.Eğer savunmanın sağında Ahmet ortasında Maicon oynasaydı o penaltı olmazdı ve maçın 60.dakikasında temsilcimiz havluyu atmazdı.Kanatları çalışmayan temsilcimizde stoper oynadığı anlarda bile Maicon,sağ bek Linnes ve sol bek Carole'den daha fazla orta yapması zaten durumun ne kadar içler acısı olduğunu gösteriyor.Tudor'un çok hücüm oyuncusuyla çok gol atılmadığını anlaması lazım,yani iki santrafor olsa bile oraya topu getiremeğinde istediğin pozisyonları bulamazsın Tudor bey.Galatasaray taraftarı haklı olarak takımı,teknik heyeti ve yönetimi protesto etti.Fakat şunu da unutmamak lazım,Tolga Ciğerci alındığında baş tacı yapan,sosyal medya da yönetimden önce Tudor'u takımın başına getirende Galatasaray taraftarıydı.Basın toplantısı ise tam bir komedi şeklindeydi.Gerek gazetecilerin yorum yaparak hocayı eleştirmesi gerekse Tudor'un tercüman Mert'e tercüme edecek fırsat vermeden sürekli konuşması,bahaneleri ve bu takım çok iyi olacak palavraları..Zaten Tudor'un bu kadar konuşması ve elenmeyi doğal karşılamasını anlamak da çok zor.Hatası olan insan çok konuşur der büyüklerimiz.Neyse,dün akşam maalesef Galatasaray tarihine kara bir leke olarak geçti umarım ki takımı yöneten kişiler gerekli dersleri çıkarır ve Galatasaray'ı içinde bulunduğu bu rezaletten çıkarır.Birde şu var geçen haftaki yazımdan sonra bir sağ bek transfer edildi fakat kesinlikle yetmez en az 3 kaliteli isim daha almaları lazım çünkü bu kadro ligde ilk üçe bile giremez.Ve tabiyki son olarak SIR IGOR TUDOR ile en acilinden yolların ayrılması gerekiyor.      

14 Temmuz 2017 Cuma

SIR IGOR TUDOR BÖYLE İSTEDİ

Sezonu en erken açan takımımız olan Galatasaray UEFA Avrupa Ligi ön eleme turu ilk maçında çoğumuzun ismini bile ilk kez duyduğu İsveç temsilcisi Östersunds karşısında şok bir mağlubiyet yaşadı.Karşılaşma boyunca tek bir etkili atak bile gösteremeyen Galatasaray'da olumlu olarak göze çarpabilecek tek bir futbolcu bile yoktu dün gece.Tabii yeni transfer Gomis'i ayrı tutuyorum bunları derken.Çünkü Gomis ara paslarıyla,kanatlardan ortalarla beslenmesi gereken bir santrafor.Eğer Galatasaray takım halinde Gomis'i beslerse 2015-2016 sezonundaki Mario Gomez etkisi yapacak kaliteye sahip bir oyuncu.Hızlı bir şekilde yapılan 3 transferle taşları yerine koyduğunu zanneden yönetim dün akşam ki maçı izleyince elleri ayakları buz kesmiştir herhalde.Tudor'un istemediği ve yollatmak için çaba üstüne çaba sarf ettiği Sneijder dün takımda olsaydı ne sonuç ne de oyun böyle olmazdı.Tudor yıldız isimlerle kötü olmak yerine onlarla iyi olmayı seçseydi ikinci maç için bu kadar kafa patlatmaya değmezdi.Sorarım size dün oynanan maçın ilk onbirindeki futbolcuların kaç tanesi Galatasaray seviyesinde?Linnes?Carole?Yasin?Tolga?Rodrigues?Hangisi?Evet hiç birisi Galatasaray'ın ilk onbirinde yer alacak kapasiteye sahip değiller.Yeni alınan Brezilyalı stoper Maicon ise iyi bir futbolcu fakat ikinci golde yapmış olduğu geri geri kaçması son derece yanlış ki bu rakip oyuncunun hem Maicon'u hem de Ahmet'i kolayca ekarte ederek golü atmasına neden oldu.Sneijder,Hakan Balta ve Nigel de Jong dün oynasalardı eminim ki Galatasaray bu denli kötü top oynamazdı ve iyi bir sonuçla İstanbul'a dönerdi.İkinci maç için Belhanda dönecek evet fakat oyun olarak bir haftada bakalım ne kadar düzelecek Galatasaray takımı.Umarım ikinci karşılaşmada işler böyle gitmez ve temsilcimiz turu geçer.Yalnız Galatasaray takımı eğer en az iyi bir bek,en az iyi bir kanat oyuncusu ve en az iyi bir orta saha oyuncusu almadığı taktirde yine geçen sene ve ondan önceki senelerde olduğu gibi sonuç hüsran olacaktır.He birde unutmadan şunu söyleyeyim ''zararın neresinden dönersen kardır''ilkesinin Galatasaray'da hemen uygulanıp SIR IGOR TUDOR ile yolların en kısa zamanda ayrılması gerek.Turu geçse bile!

30 Mayıs 2017 Salı

MUTLU SON

Beşiktaş tıpkı geçen seneki gibi yine ligin 33.haftasında şampiyonluğunu ilan etti ve üst üste ikinci şampiyonluğunu kazanarak formasına üçüncü yıldızı taktı.Maç için bir şeyler söylemek gerekirse Beşiktaş karşılaşmanın tamamen hakimiydi.İlk golde erken gelince Beşiktaş'ın işi küme düşmüş Antep karşısında iyice kolaylaştı.Babel'in sert şutuyla öne geçen siyah beyazlılar yine Babel'in asisti Oğuzhan'ın golüyle ilk yarıyı iki fakla önde tamamlayınca tüm yurtta şampiyonluk kutlamalar başlamıştı bile.İkinci yarıda Talisca ile gelen iki güzel golde eklenince maç 4-0 bitti  ve şampiyonun ismi tescillendi.Farkın dört olmasıyla birlikte Şenol hoca oyuna Demba Ba ve Caner'i alarak hem onları onore etti hemde sizler de bu takımın birer parçasısınız mesajını iletmiş oldu.Bu şampiyonluğun en büyük payı geçen sene olduğu gibi yine Şenol Güneş'e ait.Geçen seneki şampiyon takımdan 6 oyuncu farklı(Quaresma geçen seneki takımın banko ve kilit ismi değildi Quaresma'yıda eklersek bu rakam 7 olur)ve bu büyük farklılıklara rağmen tekrar şampiyon olmak herkesin harcı değil.Ayrıca Babel-Talisca-Quaresma ve kimi zaman kanatlarda görev alan Aboubakar ile takımın dengesini bozmadan oyun oynatmakta hiç kolay bir iş değil.İşte bu sebeplerden dolayı en büyük pay önce Şenol hocaya ait.Sezonun geneline baktığımızda geçen seneki kadar olmasa da rakiplerinden daha iyi top oynayan,daha fazla isteyen,daha çok gol atan siyah beyazlılar hak ettiği şampiyonluğu kazanmış oldu.Tüm Beşiktaş camiasını,yönetimini,teknik ekibini,oyuncularını ve taraftarlarını bu şampiyonluktan dolayı tebrik ederim,şampiyonluk ve üçüncü yıldız kutlu olsun.

8 Mayıs 2017 Pazartesi

BÜYÜK HATA

Sezon içerisindeki diğer derbilere nazaran daha iyi bir futbol vardı sahada.Özellikle Quaresma 2010 yılındaki ilk döneminden beri en iyi derbi maçını oynadı.Fakat yettimi?Hayır.Tek farklı skorlar her zaman büyük risk taşır ki bunu 9 kişi kalan Fenerbahçe'nin son saniye attığı golde birkez daha anladık.Beşiktaş sahasında oynamanın vermiş olduğu avantajla maça daha istekli başladı.Golü atan Aboubakar ile net bir fırsatı tepti.İlk yarının bitimine az kalmışken Tolgay'ın şahane uzun topunda Quaresma iyi kesti Aboubakar düzgün dokunamasa bile golü attı.İkinci yarıda da etkili olan siyah beyazlılardı.Babel'in uzaktan iyi şutu,Quaresma'nın çalımlayıp vuruşu ki pas verse fark ikiye çıkabilirdi yada Cenk'in karşı karşıya Volkan'ın üstüne vurduğu kafa vuruşu.Bunlar gol olsa maç daha farklı sonuçla bitebilirdi ama bu futbol atamayana atarlar.Ve son saniye golü..Sadece derbinin değil belkide sezonun kaderini belirleyen o gol.Kaleci Fabri'nin artık toparlanması gerekiyor zira yine büyük bir hata yaparak takımını 3 puandan etti.Federasyon golü Marcello'ya yazsada gol Fabri'nin.Sezon başından bu yana gereksiz çıkışları,çalımları takımın başını yakacağını belli etmişti zaten.İlk yarı oynanan Gençlerbirliği maçı,çok taze olan Lyon deplasmanı,geçen hafta Cengiz'den yediği son gol..Hepsi bariz hata.Acaba Tolga yapsaydı bu hataları taraftarlar ne yapardı?Ülke olarak en büyük sıkıntılarımızdan birisi zaten bu.Ya göklere çıkarıyoruz ya da yerin dibine sokuyoruz.Beşiktaşlı taraftarlar tamda dediğimi yaptı.Fabri'yi göklere çıkardı,Muslera ile kıyaslamaya başladı!Evet kabul Fabri iyi bir kaleci özellikle Tolga'dan çok daha iyi bir kaleci,hatta bonservis bedeli ödenmeden alınmasıda bir transfer başarısı ama çok gereksiz ve fazla övgülere gerek yok.Hele hele Muslerayla kıyaslanmasına hiç gerek yok.Fabri bu saçmalıklara aldanmayıp kendi gibi oynarsa yine iyi günlerine döner ama ligin bitimine kısa bir süre kaldı hemen toparlanması lazım.Gelelim Fırat hocaya..Aydınus'un maçı etkileyecek kararları oldu iki takım adınada.Mesela Tolgay'ın  ilk 12-13. dakikalarda çift sarıdan kırmızı görmesi gerekirken ilk sarısını 65.dakikada gördü.Yine Atınç'ın Lens'i düşürdüğü pozisyonda Sarı kart görmesi gerekirken görmedi ve Alper'in dirsek attığı pozisyonda direkt kırmızı kart görmesi gerekirken es geçildi.Verdiği tüm kartlar doğru buna Skrtel ve Josef'in çift sarıdan kırmızyla atılmalarıda dahil,vemedikleri ise tamamen yanlış.Birde Talisca'nın ahlak dışı olan bir el hareketi var.Hakem görse kesinlikle kırmızı kart ama hakem görmedi diye federasyonun göz yummasına gerek yok.Bu harekete ceza verilmesi gerek.Gerçi ülkemizde adaletmi var sanki?Başakşehirli futbolcular gazeteciyi dövüyor iki tanesi günah keçisi ilan edilip 5 maç yiyor sonra tahkim 3 maça indiriyor,aynılarını yapan milli takım kalecisi ise dalga geçilir gibi 1 maç yiyor.Bizde salağız ya bizde bütün bunları yiyoruz!!!Neyse demem o ki bu puan kaybı Beşiktaş'ın kredisini tükettirdi.Eğer şampiyonluğu istiyorlarsa daha konsantre olup maçlara asılmalılar.Kalan 4 karşılaşmayıda kazanacak güçleri var ve hala direksiyonda Beşiktaş var.Maç için ise şunu gönül rahatlığıyla diyebilirim.Unutulmaz Beşiktaş-Fenerbahçe derbilerindeki yerini son saniye golüyle kıyamete kadar almıştır.

30 Nisan 2017 Pazar

ATİBA DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ


Maç öncesinde çoğu kişi gibi bende Beşiktaş'ı avantajlı görüyordum.Çünkü Başakşehir savunmasının bel kemikleri olan Yalçın ve Epureanu cezaları sebebiyle forma giyemeyecekti,bu durumda da hücum yönü güçlü olan Beşiktaş'ı favori olarak görmemiz gayet doğaldı.Fakat maç başlayınca durumun öyle olmayacağını anladık ki ilk 18 dakika içerisinde Başakşehir durumu 3-0 yaptı.Bunda Beşiktaş'lı oyuncuların umarsızlığıda Başakşehir'li oyucuların yetenekleride etkiliydi.4 gün önce Fenerbahçe'ye 2 gol atan Cengiz bu kez Beşiktaş filelerine 2 gol atmayı başardı.Özellikle ilk golde topu alışı,çalımı ve vuruşu gerçekten birinci sınıftı,Cengiz'in ikinci golü ise kaleci Fabri'nin açık hatasıyla geldi.Başakşehir'in ikinci golünde ise Beşiktaş adeta ayakta uyudu,evet belki ofsayt bayrağı kaldırılabilirdi ama inanın bana hakem ofsayt verse bile bu maçı yine Başakşehir alırdı.Durum 2-0 iken Oğuzhan'ın şutu direkten dönmeyip gol olsaydı veya dönen topta Talisca topu ağlarla buluşturabilseydi daha çekişmeli bir karşılaşma olabilirdi.Fakat Beşiktaş adına vahim olan ise bu maçtan ziyade takımın aklının hala Lyon maçında olması ve o iki karşılaşmadan kalan yorgunluk.Aslında Başakşehir yorgun olmalıydı çünkü hafta içi mesaisini onlar yaptı ama durum böyle değildi.Bunu zaten ligin en isabetli pas yapan ve en istikrarlı oyuncusu olan Atiba'nın form düşüklüğünden anlamak zor değil.Beşiktaş'ta Atiba geçen haftaki Adanaspor maçında biraz sallandı maç zora girdi,bu hafta ise Atiba düştü kel göründü!Demek ki iyi bir Atiba yoksa iyi bir Beşiktaş yok.Tabii tek kötü olan Atibamıydı?Elbette hayır.Beşiktaş'ta iyi olan bir tek futbolcu sayamayız.Gökhan.Marcello,Tosic,Oğuzhan,Talisca,Quaresma,Babel,Cenk hepsi en kötü hangimiz oynar diye yarışır cinstendiler.Bu durumu toplamaları lazım çünkü haftaya bir derbi var ve unutmamak gerek ki Fenerbahçe her ne kadar kötü oynasada derbilerde başka bir kimliğe bürünüyor.Başakşehir takımı ise dersine çok iyi çalışmış,tüm oyuncuları müthiş oynadı ve net bir pozisyon vermeden maçı tamamladılar.Cengiz umarım sezon sonu büyük takımlardan gelecek teklifleri reddeder ve en az bir sene daha burada kalır,bu hem onun için hemde Türk futbolu için çok önemli çünkü ülke futbolu olarak böyle gençlere çok ihtiyacımız var.

27 Nisan 2017 Perşembe

BU NASIL DERBİ?

Tüm hafta boyunca insanların aklında 2 tane müsbaka vardı.Bunlardan birisi Beşiktaş-Lyon maçı ve diğeri sadece bizlerin dünya derbisi olarak nitelendirdiği Galatasaray-Fenerbahçe maçıydı.Beşiktaş-Lyon karşılaşması gayet zevki,heyecanlı bir müsabaka oldu ve penaltı atışları sonucunda temsilcimiz avrupa arenasına veda eden taraf oldu.DÜNYA DERBİMİZ ise son derece sıkıcı,pozisyonsuz,futbolla ilgisi olmayan kötü senaryolanmış bir tiyatro oyunu gibiydi.Son dakikada kazanan ülkemizdeki derbilerin genel anlamda hakimi olan Fenerbahçeydi.Evet gerçekten çok sıkıcı ve garip bir maç oldu,öyleki derbiyi kazanan Fenerbahçe ilk isabetli şutunu 85.dakikada Alper'le buldu!Gerisini siz düşünün.Fenerbahçe adına olumlu olan tek şey ise takım savunması anlayışını oturtması oldu diyebiliriz çünkü maç genelinde daha baskın taraf olan Galatasaray'a karşı özellikle cepheyi Josef,Mehmet ikilisiyle kapamayı başardı.Galatasaray'ın bulduğu 1,5 pozisyonda ise birini golün asistini yapan Şener adeta Yasin'e pas verdi diğeri ise ikinci yarıda Rodriguez'in Yasin'e vermeyip Volkan'ın çıkardığı pozisyondu.Galatasaray'da ise daha önce bahsettiğim kaos durumu hala sürüyor.Tek hücum planı olan Bruma'yı 68'de oyundan alan Tudor neyi düşünerek bunu yaptı bilmiyorum ama düşündüğünün sahaya yansımadığı aşikar.Galatasaray'ın gelecek sezon Tudor'la başlayacağını düşünmüyorum eğer başlasalar bile fazla dayanamayıp ligin en fazla 8.haftasında görevine son verilir.Bu arada karşılaşmada ilk kez gördüğüm bir durum var.Kaleci Volkan'a cep telefonu atılması.Maalesef ülke olarak hala bu saçma durumları aşabilmiş değiliz,eğer o telefon Volkan'ın başına gelseydi neler olurdu düşünmek bile istemiyorum.Galatasaray yönetiminin ve emniyet güçlerinin üstüne düşeni yapıp o şahsı belirlemesi gerek.İyi maç olması için sadece forma büyüklüğünün yetmediğini gördük.Derbiden bir gün sonra oynanan Beşiktaş Adanaspor maçında ligin son sırasında takım olan Adana ekibinin oyunu çirkinleştirmeden Beşiktaş'a kafa tutması ve 80.dakikada yediği golle karşılaşmadan mağlup ayrılması bunun bir örneğidir.Umarım bu iki büyük kulübümüzün yöneticileri hatalarından ders alırlar ve seneye o büyük rekabeti hakkıyla izle şansımız olur.

11 Nisan 2017 Salı

AÇ BAYKUŞ,ÖLÜ ASLAN

Karşılaşma öncesi galip gelmesi durumunda ikincilik koltuğuna oturabilmesi için sadece bir puana ihtiyacı kalacak olan Galatasaray takımında belli ki bu olası senaryoya Muslera hariç kimse inanmamıştı.Birde taraftar inanmıştı,deplasman tribününü tamamen doldurmuşlardı ve takımlarından iyi bir oyun bekliyorlardı ama sonuç hüsran oldu.Hem skor olarak hem oyun olarak Galatasaray doksan dakika boyunca Başakşehir'e ezildi ve en ufak bir varlık gösteremeden karşılaşmayı bitirdi.Galatasaray'da gerçekten taktik maktik yok.Kaos!Kaos!Kaos!...Oyun içinde özellikle hücum alanında oynayan oyunculardan hangisinin nerede oynadığı anlamak havuz problemi gibi.Maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar Galatasaray'ın hücum oyuncuları pozisyonu bırakın rakip savunmacıları rahatsız bile edemedi,hatta öyle ki kaleci Volkan Babacan yere yatmadan maç bitti.Teknik Direktör Tudor anlamsız bir şekilde hala üçlü savunma düzeninde ısrar ediyor ki görmüş olduğumuz gibi üç stoperle oynamak mağlup olmayı ya da dört gol yemeyi engellemiyor!Adebayor'un attığı gollerin hepsinde bariz savunma hataları var.İlk golde Semih'in asistiyle boş kale önünde rahat bir gol,ikinci golde açtırılmaması gereken bir orta sonucu Chedjou'nun topa öylesine yükselişi ve yıldız oyuncunun şık kafası,üçüncü golde Visca'nın Ahmet'i kolay geçip ilerlemesi ve Adebayor gibi bir kulenin içerde yine boş bırakılması.Baktığımızda hepsinde büyük hatalar var.Fiziksel olarak yine Başakşehir daha iyi olan taraftı.İkili mücadeleleri kazandı,oyunun her alanında baskı kurdu.Eğer haftaya oynanacak olan Fenerbahçe müsabakasında da böyle bir oyun oynanır ve olası bir mağlubiyet alınırsa Galatasaray'ı hocasından futbolcusuna yönetimine kadar daha çalkantılı günler bekleyecektir.Başakşehir ise bu iyi oyunuyla Beşiktaş'ı azda olsa düşündürebilecek tek takımın kendisi olduğunu gösterdi.Maç boyunca daha iyi bir takım olduklarını fazlasıyla gösterdiler.Devre arasında alınan Caiçara ve Adebayor'un takıma nasıl uyum sağladıklarını gördük.Büyük takımlarınsa niye bu denli isabetli transfer yapamadıklarını hala anlayamıyoruz.Eğer haftaya gidecekleri Rize deplasmanından galibiyetle dönmeleri halinde ligi en kötü ikinci sırada bitirme şansları oldukça yüksek çünkü aynı hafta ya Galatasaray ya Fenerbahçe ya da ikisi birden puan kaybedecek ve herhalde Başakşehir'e avantaj sağlanacak.

9 Nisan 2017 Pazar

SÜPER LİGİN EN SÜPER MAÇI

İki takımında iki hocanında sadece futbolu düşündüğü,göze hoş gelen,bol pozisyonlu,heyecanlı,olaysız,sadece futbol'un olduğu müthiş bir karşılaşma izledik.Bu yılın açıkara en iyi maçı oldu ve efsane derbilerde yerini aldı bile.İlk dakikasından son dakikasına kadar iki takım da çok istedi,koştu,mücadele etti.Aslında hepimiz berabere bitecek diye düşünürken 34 yaşındaki Atiba'yı hesaba katmamıştık,fakat sadece biz değil Trabzonspor savunmasıda hesaba katmamış ki o Atiba 10 metre koşarak kafayı vurduğunda Durica henüz topa yeni yükseliyordu.Karşılaşma çok hızlı başladı,Adriano'nun güzel ortasında Cenk çok güzel bir gol vuruşuyla takımını öne geçirdi.Golün şokunu atlatamayan Trabzonspor Onazi'nin büyük hatasında neredeyse ikinci golü kalesinde görecekti ki Babel'in kötü pası bir anlamda Onazi'yide kurtarmış oldu.Taraftarının gücünüde arkasına alan Trabzonspor Olcay'ın inadı,Yusuf'un pası ve Okay'ın mükemmel vuruşuyla beraberliği yakaladı.Beraberliği yakalamakla kalmadı öne geçme fırsatlarınıda değerlendiremedi.Önce Yusuf kaleciyle karşı karşıya kaldı ama Atiba araya girdi,daha sonra serbest vuruştan gelen topa Rodallega kafayı vurdu bu sefer Fabri izin vermedi.İkinci yarıda Oğuzhan'ın pasıyla ceza sahasında topla buluşan Aboubakar güzel düşündü,güzel döndü.güzel bıraktı topu,tabi Onur'u ters ayakta yakalaması da şansı oldu.Golden sonra ev sahibi takım daha baskın oldu ki önce ceza sahası dışından Castillo'nun etkili şutunda beraberliği yakaladı ve iki dakika sonra yine Castillo'nun kazandırdığı kornerde Rodallega ile öne geçmeyi başardı.Fakat iki takımında gerçekten durmaya niyeti yoktu ki top bir o kalede bir bu kalede idi.Trabzonspor ceza yayında yapılan faülde herkes ''acaba Talisca geçen hafta yaptığını yaparmı?''diye bir düşündü.O Talisca düşünceleri boşa çıkarmayarak Onur'u kapattığı köşeden sert ayak içiyle avladı.Süper maçta süper goller oluyordu sürekli.Hele Talisca'nın frikiğinden sonra yapılan santrada Rodallega Fabri'yi 50 metreden avlıyordu ama direk izin vermedi.Bu pozisyon umarım Fabri'nin kulağına küpe olur!Daha kalieli ayakları olan Beşiktaş'tı ve maçı bu yüzden kazandı.Eğer Trabzonspor'da birkaç tane teknik isim ve iyi bir oyun içi lideri olsaydı 3-2 den maçı vermezdi.Maçtan sonra Ersun Yanal'ın dediği gibi ''Beşiktaş 5. sezonunu geçiriyor ve iyi bir yapılanmanın ürünü,ligin en iyi takımı biz bu yolun başındayız...''Daha önce de dediğim gibi eğer Trabzonspor sezon sonu tıpkı devre arasında yaptığı gibi kadrosuna kaliteli isimleri katarsa şampiyonluğa oynayabilecek bir takım yaratmış olur ki şuan ki Trabzonspor eğer ligin ilk yarısındada olsaydı ligi en kötü üçüncü sırada tamamlardı.Akıllarda sadece futbol oynamak olunca nasıl güzel bir maç olacağını gösteren iki takımda gerçekten alkışları hakediyor.Ne diyelim darısı diğer maçlara..

13 Mart 2017 Pazartesi

KANATSIZ KARTAL

İkinci yarının en iyi takımlarından olan Kayserispor'a karşı Quaresma ve Gökhan Gönül'den yoksun olarak mücadele eden Beşiktaş evinde önemli iki puan bıraktı.Sergen Yalçın ve yapılan takviyelerle müthiş bir çıkışa geçen Kayserispor,Fenerbahçe ve Galatasaray'dan sonra Beşiktaş önünde harikaya yakın bir takım oyunu oynayarak ikinci yarıdaki yükselişinin tesadüf olmadığını tekrar gösterdi.Birkaç sezon önce İstanbul büyüklerinin gündeminde olan Raheem Lawal hem defansta hem ofansta,hem teknik gücüyle hem de fizik ve mücadele gücüyle karşılaşmanın en dikkat çeken oyuncusu oldu.Bunun yanında Umut,Welliton,Varela,Deniz ve aslında sağ ayaklı bir açık oyuncusu olmasına rağmen Sergen hocanın gelişiyle solbek olan ve ilk golün asistini yapan Erkan'ın etkili oyunları Beşiktaş'a zaman zaman zor anlar yaşattı.Geçen sene Quaresma,Olcay,Töre ve Kerim gibi etkili kanat oyuncularından bu sezon sadece Q7 takımda.Töre'yi sezon başlamadan kiralayan ve kanat oyuncusu eksikliğini hem nitelik hemde nicelik açısından yeterince çeken Beşiktaş,devre arasında Olcay ve Kerim'i satıp yerlerine sadece Babel'i alınca yönetim bu konuda bariz hata yaptı.Çünkü Babel geldiğinden beri istenilen seviyeye bir türlü çıkamıyor ve öyle ki Quaresma'nın olmadığı ve Babel'e en fazla ihtiyaç duyulan Kayseri maçında bile Şenol hoca ilk yarıda hiçbir katkısı olmyan Hollanda'lıyı çıkarıp yerine Tolgay'ı aldı ve siyah beyaz'lılar ikinci yarının tamamını kanatsız oynadı!Beşiktaş adına iyi olan tek şey ise Aboubakar'ın mücadele eden ve bunun sonucunda iki gol atıp moralinin yükselmesiydi.Talisca ise maç boyunca sadece soluna alıp şut atmakla meşgüldü!Topa çok iyi vuran bir oyuncu olsada gerekli gereksiz her taraftan şut atması takım oyununu olumsuz etkiler bu yüzden Şenol hoca'nın bu konuda biraz Talisca'yı uyarması gerek.Avrupa ve ligde üst üste karşılaşmalara çıkan Beşiktaş bu maç trafiğinin yorgunluğunda çekiyor.Olympiakos ve Antalyaspor karşılaşmalırından sonra olan Milli takım arası Beşiktaş'a iyi gelecektir yeter ki tekrar toparlanıp takım halinde konsantre olsunlar.

4 Mart 2017 Cumartesi

AYBABA'NIN BEŞİKTAŞ'I MİSALİ

Trabzonspor ligin güçlü ekiplerinden Karabükspor'u tek golle mağlup etmeyi başardı.Ancak galibiyetten daha önemli birşeyler daha var Trabzonspor adına onlarda birlik,beraberlik,mücadele,hırs...Yeni stadın açılmasıyla birlikte Trabzonpor ve taraftarı farklı bir coşkuya büründü.Son yılllarda gördüğümüz Avni Aker stadındaki boş koltuklar,isteksiz ve futboldan soğuyan taraftarlar yerini o bildiğimiz arzulu,heyecanlı taraftara bıraktı.Hal böyle olunca şehirdeki birlik takıma yansıdı ve ligin ikinci yarısında özlenen Trabzonspor'u izlemeye başladık.Devre arası transfer dönemini açık ara  en iyi geçiren takım Trabzonspor oldu.Özellikle Mas,Pereira ve Olcay transferleri takıma çok çabuk uyum sağladı ve takıma önemli katkıları oldu.Rodalllega ise henüz beklenenen performansı gösteremese bile kadro derinliği açısından Ersun hoca için iyi bir transfer oldu.Eğer Akhisar'daki performansını gösterirse takımı sırtlayıp daha yukarılara çıkarabilir.Fakat bu olumlu sinyaller gelecek sene için yani 50. yıl için şampiyon olmaya yetmez çünkü kadro kalitesi ve kadro derinliği rakipleriyle yarışacak seviyede değil.Trabzonspor ve Ersun hocanın şuanki durumu 2012-2013 sezonundaki Beşiktaş ve Samet Aybaba hocanın durumuyla çok benzerlik gösteriyor.O dönemi hatırlayacak olursak Beşiktaş skoru bulmada,skoru korumada ya da kulübeden gelecek oyuncu katkısı anlamında büyük sıkıntılar yaşıyordu ama doğru bir yapılanma ve iyi bir yönetimle şimdiki güçlü konuma geldiler.Eğer sezon sonunda devre arasında olduğu gibi ilk onbirde direkt olarak oynayabilecek nokta transferler yapılarsa 50.yılda şampiyonluk için iddalı bir takım olacaklardır.Trabzonspor'un bunu yapabilecek gücü var çünkü başlarında iyi bir başkan ve iyi bir hoca bulunuyor.Eğer sabır gösterilirse bu takım üst sıralara oynayacaktır.Gereken şeyler sadece inanç ve sabır..

28 Şubat 2017 Salı

KAZANAN VASAT KARTAL OLDU

Maç öncesinde iki takımında iyi futbol oynayacağını sanıyordum.Çünkü Galatasaray evinde seyircisiyle birlikte daha iyi oynuyor,Beşiktaş ise zaten ligin en iyi topunu oynayan takım olduğu için bu düşüncedeydim.Galatasaray'ın ilk onbiri daha çok önce durdurayım sonra atayım şeklindeydi.Maça 3-6-1 dizilişinde başlasalarda bu dizilişin gereklerini uygulamada başarısız oldular.Çünkü bu dizilişte orta alanda yer alan beşlinin kanatlarda oynayan oyuncuların sürekli ileri gidip gelmesi gerekiyordu ama ne Yasin'de nede Carole'de o enerji yoktu.Beşiktaş ise alışılmış kadrosuyla karşılaşmaya başlamasına rağmen ne istediği pozisyonları bulabildi nede istediği oyunu sahaya yansıtabildi.Futbol olarak bakığımızda beklentilerin altında kalan bir müsabaka oldu,fakat hakem faktörünü unutmamak gerek.Maalesef hakemlerimiz çok kötüler ve her hafta yanlış kararlar verip belkide maçların sonuçlarıyla oynuyorlar ama buna rağmen ne MHK nede TFF hakemlere laf kondurmuyor!Maçın ilk yarısında Atınç'ın Yasine,ikinci yarısında ise Carole'nin Quaresma'ya yaptığı hareketler net penaltıydı.Ayrıca yine ikinci yarıda Selçuk'un Talisca'ya yaptığı faul sonrası ikinci sarı karttan oyundan atılması gerekiyordu ama hakem Bülent Yıldırım'ın bu önemli anlardaki kararlarının hepsi hatalı oldu.Beşiktaş bir şans golüyle öne geçti ve skoru maç bitene kadar korudu.Beşiktaş'ta Atiba dışında hiçbir oyuncuya vasatı geçti diyemeyiz ama Galatasaray'da hiçkimse vasatı geçemedi ve maçı Beşiktaş'a kazandıran belkide bu durum oldu.Galatasaray adına takıma iyi veya kötü olarak Tudor'un elinin değdiği ortada.Selçuğun yerine Tolga değilde o bölge oynayanve Tolga'ya göre daha ofansif ve daha teknik olan Josue'yi tercih etmeliydi.Maçın 76.dakikasında ise Eren'i ve Rodrigues'i oyuna dahil ederek 4-4-2 sistemine dönsede skoru değiştiremedi ama en azından oyuna bir müdahele etti.Tudor'dan önce görev alan Riekerink oyunu okuyamıyor ve maç içinde sistem değiştirmede sıkıntı yaşıyordu.Maçın son dakikalarında Galatasaray Podolskiyle çok net bir pozisyondan yaralanamayınca Beşiktaş maçı kazandı ve ezeli rakiplerinden Fenerbahçe'nin 12,Galatasaray'ınsa 10 puan önünde yer alarak şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu gösterdi ve kalan haftalarda bu yarışı sadece Başakşehir'le sürdüreceğini belli etti.Galatasaray ve Fenerbahçe ise şuan ki durumda birbirleriyle üçüncülük mücadelesi yapacak gibi duruyor ama bu futbol neyin ne zaman olacağı belli olmuyor,o yüzden 3-4 hafta daha sabredip bekleyelim belki o zaman daha net konuşabiliriz.

23 Şubat 2017 Perşembe

REHAVETE DİKKAT!


İlk maçında vermiş olduğu rahatlıkla karşılaşmaya başlayan siyah beyazlılar kadroda birkaç rotasyonla sahadaki yerlerini almıştı.Santraforda Aboubakar,savunmanın sağında Beck,orta sahanın ortasında Gökhan ve Necip ve sol bekte ilk maçtada forma giyen Tosic.Maça her iki takımda kontrollü başladı,özelllikle rakibimizin önde basan ve tatlı sert futbolu göze çarpıyordu.Beşiktaş'ın normal oyun kurgusundaki orta sahadaki ikililer sahada yoktu.(Atiba,Oğuzhan-Atiba,Tolgay)bunların yerine mücadele güçleri yüksek olan Gökhan ve Necip tercih edilmişti ki ilk maçın skorunu ve pazartesi oynanacak kritik derbiyi düşündüğümüzde akıllıca bir seçimdi.Hal böyle olunca siyah beyazlıların oyunu kurmada güçlük çekebileceğini düşündüm fakat belirli oranlarda yanıldım.Bunun nedeni oyunun kurulum aşamasından çok hücum bölgesinde atakları bitirici rolü üstlenen Talisca'nın oyunu kurmada defansa kadar gelip top dağıtması ve oyun kurulumuna yardım etmesi oldu.Aynı Talisca ilk 12 dakikada tam üç top kazandı ve son lig maçında yaptığı top kayıplarını unutturdu.Maç kontrollü geçerken Beşiktaş bir anda golü buldu.Talisca getirdiği topu Babel'e verdi Babel tekrar Talisca'ya aktrmak istedi tam savunma araya girdi derken top az ama ilginç goller atan Aboubakar'ın önüne düştü o da topu çatala göndererek takımımızı 1-0 öne geçirdi.Fakat golden 10 dakika kadar sonra İsrail ekibi baskı kurmayı başardı ve kalemizde net pozisyonlar yakalasada kaleci Fabri bu pozisyonlar geçit vermeyerek tüm takıma yine güven aşıladı çünkü Beşiktaş'ta yıllardır süregelen bir kaleci sıkıntısı var ve bu sıkıntıyı şimdilik İspanyol eldiven ile aşmış görünüyor.36.dakikada alışık olmadığımız Beck'ten gerçeketen mükemmel bir ara pası geldi ama sanırsam topun kaleye gideceğini düşünen Aboubakar topa dokunmadı ve net bir fırsattan olduk.İkinci yarının ilk dakikalarıda ilk yarıya benzer bir tablo yaşandı aslında.Rakip önde basmaya çalışıyor ve yine tatlı sert bir anlayışı benimsemişlerdi.53.dakikada güzel paslarla rakip kaleye gelen ekibimiz Q7'nin zayıf şutuyl atağı değerlendiremedi.Zaten eğer Quaresma'da yeteneğinin çeyreği kadar bitiricilik olsaydı hala Avrupa'nın önde gelen kulüplerinde oynuyor olurdu,çünkü onun gibi izlerken keyif veren futbolcular artık eskisi gibi maalesef bulunmuyor.60. dakikada Quaresma yerini Tolgay'a bıraktı ve Talisca sağ kanata Tolgay göbeğe yerleşti.Ne olduysa bu dakikadan sonra oldu zaten.Üç dakika sonra Hapoel golü buldu, ama sadece golü bulmakla kalmayıp çok net fırsatlar yakaladılar,bu fırsatların bazılarını iyi bir maç çıkaran Fabri engelledi bazılarınıdakendi beceriksizliklerinden dolayı değerlendremediler.Bu dakikalarda oyunun kontrolü tamamen İsrail ekibindeydi ve Beşiktaş'ta gereğinden fazla olan anlamsızca bir rehavet vardı,hatta iyi pas yapabilen takım o anlarda iki pas yapamaz olmuştu ve gereksiz top kayıpları yaşanmıştı.Şenol hoca'da bu durumdan rahatsız oldu ki orta sahayı tekrar kazanmak için 71.dakikada Oğuzhan hamlesini yaptı.Maçın son anlarında oyuna giren Cenk'in şutunda kalecininde büyük hatasıyla top ağlara gitti ve Beşiktaş karşılaşmayı 2-1 kazandı ve son 16'ya ismini yazdırdı.Fakat takımın aklının pazartesi oynanacak olan derbide olduğu çok belliydi. 

Hapoel Beer-Sheva

Hapoel Beer-Sheva